Ünlü tarihçi Herodot'un 'en yüce gökkubbenin altında ve dünyanın en güzel ikliminde kurulmuş' dediği Izmir, Türkiye'nin üçüncü büyük kenti ve ikinci büyük limanıdır. Bir batılı gezginin deyişiyle 'dünyanın bütün gemilerini içine alabilecek' körfezi, Türk ticaretinin batıya açılan kapısıdır. Elverişli konumu, uygun iklimi, geniş ve verimli toprakları sayesinde Izmir, tarih boyunca önemli bir ticaret, kültür ve sanat merkezi olmuştur. Bu özellikleriyle tarihin önemli düşünürlerine, bilim ve sanat adamlarına da ev sahipliği yapmıştır. Ilyada ve Odise'nin yazarı Homeros, Incil'in dört yazarından biri olan St. John, filozof Anaxagoras ve Heraklit, Ilk Çağ'ın ünlü hekimi Galen bunlardan bazılarıdır. Üzerinde barınan medeniyetlerin bıraktıkları izler, Izmir'in binlerce yıllık tarihini gözler önüne serer. Dünyanın Yedi Harikasından biri olan Artemis Tapınağı, Meryamana adına yapılan ilk kilise, en büyük 3. heykeli olarak bilnen Buca-Mevlana Heykeli ve Incil'de sözü edilen 'Yedi Kilise'den üçü Izmir ili sınırları içindedir.
Girintili çıkıntılı kıyı şeridi, sayısız güzellikte koy ve plajın oluşumuna olanak sağlamıştır. Gümüldür, Özdere, Foça, Karaburun, Çeşme sahilleri Izmir için büyük turistik önem taşımaktadır. Bu koylar içinde, bir çok balıkçı barınağı ve yat limanı bulunmaktadır. Yazları esen meltem rüzgârları, deniz kokusunu Izmir'in sokaklarına taşır. Tarihi ve doğal güzellikleri, ticari ve kültürel etkinlikleriyle önemli bir turizm şehri olan Izmir, Ege'deki diğer turizm merkezlerine de yakındır.